DİĞER
"Aziz’in farkında olduğu tek şey farklı olduğu bilgisi ve farklılığın gizlenmesi gerektiği, toplumun içinde kaybolmak gerektiği, göze batmamak gerektiği. Tıpkı evliyaların iç dünyalarına dair bir şeyler yazmanın güçlüğü gibi, bu tür yaşantıların dile getirilemeyişi gibi burada da aynı duvarla karşılaşıyoruz."
"Romanın basılamamasında Selma Rıza’nın 1899’da Paris’e giderek Jön Türk muhalefetine dahil olmasının ve muhalif gazetelerde yazılar yayımlamasının da payı olsa gerek."
"Kültürlü, iyi eğitim almış, Avrupa görmüş çok güzel bir kadının cinayet(ler) işleyebileceği düşüncesi karşısındaki şaşkınlık tefrikalarda uzun uzun tartışılırken romanda kısaca geçiştiriliverilir. Peki, biraz önce belirttiğim gibi, bu Selma’yı bir vampir romanının kahramanına çevirecek atmosferi yaratmakta etkili olduğu kadar, yazarını bir nebze ürkütmüş de olabilir mi? İntiharlardan bahis, seri cinayet işleyen bir kadın devri için fazla 'modern' kaçmış olabilir mi?"
"The erotic, particularly concerning women in the Arab world and for women of Arab heritage, has become a very tricky terrain to navigate, there is the spectre of Orientalist voyeurism and salacious pornographization, and the more recent Islamophobic permutations of the same idea, which transforms women from being hyper-sexual to being non-sexual."
“Erotik olanın alanına girmek, özellikle Arap dünyasının ve bu mirasın kadınları düşünüldüğünde, gezinmesi çok zor bir arazide yolunu bulmaya çalışmak demek – keza Oryantalist röntgenciliğin ve müstehcen pornografikleştirmenin heyulası da mevcut orada, aynı fikrin daha güncel ve kadını aşırı cinsellikten cinsel olmayana indirgemek isteyen İslamofobi permütasyonu da…”
"An important aspect of Şule Gürbüz’s texts, and one of the elements that creates her writing style is tradition. The desire and eagerness to live the life like a religion, and keep religion at one side of life as a perception and culture at the same time like writers, such as Yahya Kemal and Ahmet Hamdi Tanpınar also exist in Gürbüz’s works."
"Şule Gürbüz’ün metinlerinin önemli bir tarafı ve üslubunu oluşturan özelliklerden biri gelenektir. Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi yazarların hayatı bir din gibi yaşama, dini aynı zamanda bir duyuş ve kültür olarak hayatın bir kenarında tutma arzusu, hevesi Gürbüz’ün eserlerinde de vardır."
Ben Ayşegül Sönmez Çağın İçinde, değişmekte olan çağı, onu biçimlendiren sosyal/ politik, kültürel ve ekonomik kodları, gelişen teknolojik enformasyonu hangi pratiklerle çözümlemeliyiz sorularına yanıtlar arıyor
Kadın okur olmak bazen, kendini nehirde sürüklenir gibi romanın akışına kaptırmakla değil, dalgalarla boğuşmakla eş anlamlı olabiliyor...
Fikirlere önem veren yazarların, fikirlerinden ötürü eleştirilmeye açık olması gerekir. Okurlara düşen de bir “eleştiri” geldiğinde, eleştirmeni “kötü niyetli” falan gibi tuhaf laflarla yaftalamak yerine, eleştiri metnine detaylı bir cevap yazmak olmalı
Bu yazı, Şule Gürbüz edebiyatını anlamaya, bu edebiyatın metinlerindeki dinamikleri kavramaya yönelik bir girişim özelliğini taşımaktadır...
Söz, bu kez Şule Gürbüz okurunda: Şule Gürbüz okuruyum ve biliyorum, normal bir okur, sevdiği saydığı yazar için yapılan eleştirilere yanıt vermez, kitabını okur, bilir ki zaman zaten hükmünü verecek. Yine de...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.